YAZILAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
YAZILAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
YAZILAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
YAZILAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Ara 2016

MELEK OLDULAR...

Az evvel çok acı bir haber aldım. Sergül Kato'nun minik kızı tatlı ve her gördüğümde maşallahları ardarda dizdiğim kızı Efsun melek oldu.  Bir kaç gündür ateş ve ishal şikayeti olan Efsun gece hayatını kaybetmiş. Ancak ölüm sebebi kesin olarak bilinmiyor. Duyduğum ilk andan itibaren gözyaşlarım durmuyor. Bir süre önce yeğenim Eyüp Efeyi kaybettik bizde. Neler hissettiğini tahmin edebiliyorum. Allah sergül ablaya ve onun gibi evladını kaybetmiş her anneye sabır versin.



....

Bu postu güncellemek istemezdim ama Malesef bir meleği daha kaybettik.Ece Akarsu uzun zamandır Lösemi tedavisi görüyordu.Videolarını ve intsgram hesabında çok şirin güzel içerikleri vardı.Bu ona moral oluyordu.Açıkçası hepimiz iyileşmekte olduğunu düşünüyorduk.Ama oda dayanamamış... Allah ailesine sabır versin...



Hiç güncellemek istemediğim bir yayın bu. Ama 1 yıl sonra bir meleği daha yazmak nasipmiş. Aileyi tanıyan biri tarafından bir e-posta geldi öyle haberini aldım. Selma hanım Fedakar altın kalpli bir anne-ydi. Yukarıda gördüğünüz tatlı kızın annesi. Vefat nedenini bilmiyorum ama 1 yıl sonra kalbi ecesizliğe dayanamadı sanırım. Duruvermiş. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah. Ailesine ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Cenazesi bugün (15.12.2016) öğle namazına müteakip Karşıyaka Mezarlığına defnedilecektir. 




devamını oku
PAYLAŞ:

27 Kas 2016

WİSH LİST || DİLEK LİSTESİ

Merhaba blog sokağı sakinleri.Bugün Yapmak istediklerimin bir listesini hazırladım.Aslında uzun süredir düşündüğüm bir yazıydı.Sizin de var mı yapmak istedikleriniz ama yapamadıklarınız.Yorumlarınızı bekliyorum :)



1.Yeniden hayal kurmak.
(Yapıldı)

2.Okulu bitirmek yada bırakmak
   (Okulumdan aşırı derecede nefret ediyorum.Ne şekilde olursa olsun kurtulacağım)

3.Aşık Olmak
(Hayatımın aşkını bulmayı umuyorum)

4.Blog çekilişi 
(Yapıldı)

5.Umreye Gitmek
(Henüz gerçekleştirecek mali durumum yok.Olduğu vakit mutlaka gideceğim)

6.Namazlarıma düzenli ve özenli olarak devam etmek.
(Ne yazık ki bir süredir namazlarımı aksatıyorum.)

7.Kötü Alışkanlıklardan kurtulmak
(Alışkanlıklarımdan bahsetmesek daha iyi :) )

8.Daha fazla kitap Okumak
(Aldıklarımı okumadım daha)

9.Blogdan para kazanmak  
(Yapıldı)

10.Zayıflamak

11. Kaktüs almak 
(Yapıldı)


12.  Fotoğraf makinesi almak 





Not: Sırayla değil rastgele yazılmıştır.Liste güncellendikçe yeniden yayınlıyorum.

***Güncellendi***


devamını oku
PAYLAŞ:

30 Haz 2016

KISA KISA

Burnumda leylak kokusu kulağımda Sezen'in sesi kısaca kesilmiş tırnaklarımla dokunuyorum harflere.. Yazacak binlerce konu ve yazmaya üşenen bir ben varım. Misafirimiz ramazan gitti gidiyor. O kadar şey oldu ki bu ramazanda kırılıp bir daha gelmezse şaşırmayacağım. Başsağlığı mesajlarını Verdiğimiz son sene olur umarım..



Güneş batarken esen rüzgarın hissettirdiği duyguyu bilir misiniz? Güzeldir, iyi hissettirir ve umut verir. Odanın içine yayılan renkler hayranlık uyandırır. Perdenin odanın içine savruluşu ile basit ama güzel bir manzara çıkar ortaya elime fotoğraf makinesi alma isteği uyandırır hatta. Ben bir yaz ikindisinde veda etmek isterdim bu dünyaya.

Konuları değiştire değiştire ilerliyorum paragraflarda. Hayatta hep aynı yerde olmamın inadına. Bir gün Yüzümü güldürecek insanla atlayacağız satırları. O günleri bekliyorum şimdi. Ama bilirsiniz, bir anda yakarım her şeyi. O an gözüm görmez sonra çöker yere yaktığıma ağlarım.

O kadar sıcak ki vantilatörü odama getirdim. Umarım ay sonu tedaş(aslında Van olduğu için vedaş ama ağız alışkanlığı işte) hayatımın sürprizini yapmaz. Zaten şu aralar benim olmayan borçları ödemek zorundayım. Bakalım ne olacak ? Hayat bu kez hangi yolu seçecek? 

Bazen hatta çoğu zaman bayramlarda olan davranışları abartı buluyorum. Sanki yeterince tüketmiyormuşuz gibi sırf bayram için alınan Kıyafetler 1 ay aç kalmamızın inadına tatlılar, şekerler, yemekler. Her yer tıklım tıklım. Gündüz ayrı, gece ayrı. Her yer insan kokuyor- bazıları yanık çorap- sıcak ve mağaza müziği ile birlikte midenize ağır bir yük oluyor. Ramazan sabır ayı ancak oruçluyken bunların çekilmediğini itiraf etmeliyim.

Bir etkinliğe katıldım kartpostal yollayacağım. Çok hoşuma gidiyor. Hatta Van'da istediğim gibi kartpostal bulamayıp fotoğrafçıda bastırdım. Ancak gel gör ki yazmaya ve yollamaya üşeniyorum. Daha doğru ne yazacağımı bilmiyorum. Bakalım inşallah yarın yollayabilirim. 

Yeni bir 2 kitap bitirdim. Çerez kitaplardan. Bazen bu kitaplardaki karakterlere o kadar benziyorum ki belki de o kadar basitimdir diye düşünüyorum. Şimdilik onların ki gibi bir mucize gerçekleşmedi hayatımda. Hala ışıklar içinde gelmesini bekliyorum :) 2 ay boyunca ağır kitaplar okuyacağım neyse ki. O karakterler biraz daha ayakları yere basan cinsten. Kitap kulübü buluşmalarını çok seviyorum. Ve kitabı okuyamamış olduğum zaman utanıyorum. O Yüzden inatla belirlenen Kitapların hepsini okuyacağım. Sanırım hepsinin yorumunu burada paylaşırım. 

Bir diğer konu ise benim durdurulmaz ağzım. Bazen bir ortamda birden bire kaçıyor Sözcükler ağzımdan. O an yerin dibine giriyor fakat çıkamıyorum. Allahtan çok fazla üstünde durulmuyorda rahatlıyorum. Tabii sonrasında unutmak be mümkün aklıma her geldiğinde aynı utancı tekrar yaşıyorum. Ki bu her zaman böyle yıllar sonra bile utançla hatırlayacağım.

İşte böyle sevgili dostlar şu sıralar hayatımda olanlar kısaca böyle. Daha az sıkıcı yazılar yazmayı umuyorum hatta arada bir gelen gayret ve ilhamla stok yapacağım. En azından planların bu yönde :) sizler neler yapıyorsunuz? Konuşun benimle. O zaman çok mutlu olurum :)

devamını oku
PAYLAŞ:

20 Haz 2016

EE ŞİMDİ NE OLACAK ?

yiğit özgür,kartikatür,ne bileyim.belirsizlik


Belirsizlik halinden nefret edenler kulübü başkanı olanı olabilirim. Böyle havada kalmış yağmur damlası gibiyim sayın arkadaşlar. Garip bir tanım yaptığımın farkındayım ancak hep bu hal yüzünden işte.  Okul bitti.Ailemle konuştum.Şimdilik üzülecek hiçbirşey kalmadı.Ama işte aması var.Benim bir amacım yok.Hayalini kurduğum bir şey yok.Aksi gibi bir yeteneğimde yok.Dur bakalım ne olacak bu kadar şeyle. Belirsizlik halinde takılı kaldım.Şu karikatürdeki abi gibiyim. Ayrıca kısa yazılar yazacak kadar düşünebiliyorum ancak.

Neyse birazda size dönelim Ramazan ile aranız nasıl? Bayram planlarınız nasıl? Anketime oy verdiniz mi?

devamını oku
PAYLAŞ:

3 Haz 2016

İÇ SESİNİZ VAR MI?

iç ses

Bakınız efendim size zaman zaman itiraf ettiğim şeylerin bir yenisi geliyor. Başlıktan anlaşılmıştır ne yazık ki gizemli ve ilgi çekici başlıklardan müstesna bir insanım. Ama anlamayanlar için tercüme edeyim  benim bir iç sesim var. Hayır biriyle konuştuğumuz zaman aklımızdan geçenleri kastetmiyorum. Bildiğimiz diyalog haline olduğum bir iç ses. Hemde en dobrasından en mantıklısından. O kadar baskın ki kendisine Asya adını verdim. Aslında Aslıhan ismini pek sevmediğim için kendime en yakın isimlerden birini koydum. 

Bir önceki paragrafta
- şizofren bu kız
- iyice sıyırdı gibi cümlelerle ayrılmadıysan detayı ile anlatayım. Öncelikle hayır şizofren değilim. Belirtilerini göstermiyorum ayrıca psikiyatrım fark ederdi diye düşünüyorum. Evet eminim. Sıyırmak konusuna gelince belki birazcık olabilir. İç sesleri araştırdığımda çoğu insanda olduğunu gördüm. Genellikle mantıklı ve iyi konuşuyorlar yani  olmak istediğimiz ama olamadığımız özellikler taşıyor iç sesler. Bazı sitelerde  vicdanımızın sesi olduğunu söylüyor. Vicdanlı olduğu doğru ama bu vicdan değil emin olun.

Bu ses yani kötü birşey yapacakken senin içini kıpır kıpır yapan hisle aynı kaynaktan. Hani içimden bir ses yapma diyor dediğimiz varya işte bu o.  Bence fıtrat dedikleri bu işte. Hep bir mantıklı akıllı edepli çünkü iç ses. Filmlerde olur ya hani her iki omzunda durur iki güç. İyilik ve kötülük... Aynı görüntüye sahip olmasalar  da bence içimizde ki fıtrat ve nefs onlar. İrade ise biziz. 

devamını oku
PAYLAŞ:

1 Haz 2016

DÖNDÜK..DÖNÜYORUZ

yazı

Allah'tan son yazımda kesin gidiyorum diye atıp tutmamıştım. Büyük konuşmaları ve söz verip tutmamaları pek sevmem çünkü. Bir önceki yazımda gelen 6 yorum yazan çok değerli 6 insan var. Onlar ışık tutunca bende daha çok düşündüm.Güzel olmasa da bu yazıları ben yazıyorum.Ve yazmayı çok seviyorum.Bana ait olan nadir şeylerden birini neden kendi isteğimle bıraktım ki. Bunun farkına vardırdıkları için çok teşekkür ediyorum.

İnsanoğlu garip bir canlı beyni ise sonsuz bir derya belkide dehliz. Deryalarda yüzüp dehlizlerde boğulabilirsiniz.Mesela Müge Anlı'da şuan işlenen seri cinayetlerin failini gördünüz mü? İnanılmaz zeki bir insan.Dediklerine göre insanları birer oyuncu hayatı bir oyun olarak görüyor ve "game over" olanlar ölüyor. Büyük ihtimalle okb rahatsızlığı var ve "adam mısın?" lafı ile tetikleniyor. 3 kişiyi öldürmüş ve 1 muhtemel ölü var.Şahsen bastırılmış duygulara sahip olduğunu düşünüyorum.Büyük ihtimal takdir edilmeme ve zayıf güçsüz kompleksi var.Ve konuşuldukça ondan korkuldukça kendini daha önemli hissediyor.Bu olayla şuraya gelmek istiyorum. 

Ne konuştuğumuza çok çok dikkat etmek zorundayız.Ettiğimiz en küçük lafın kimde hangi duygulara sebep olduğunu bilemeyiz.Özellikle çocuklarınıza söylediğiniz küçük gibi görünen sözlerin bile onların dünyasına nasıl aksettiğini bilemeyiz. Özellikle güçlü,otoriter ve baskın aile bireylerinin olduğu bir ailede kendini yetersiz eden bireyin üstünde daha çok durulmalı.Evet sorunlu çocukların hepsi seri cinayet işlemiyor ama çeşitli ciddi  sorunlar yaşıyorlar.Örneğin  benim gibi hayata adapte olamıyor kendini değersiz hissetme sorunlarını yaşıyor. Tabii ki bu duygular asıl sebepler değil.Bunlar alt yapıyı oluşturuyor.Tetikleyen adeta fitili ateşleyen bir olay yaşanıyor.Yine kendimden örnek verecek olursam bazı olaylar sonrası uzun süreli depresyondayım. Yaşam yolculuğumuzda bencil olmamak lazım.Bizler istediğimiz gibi düşünmeden konuşup hareket ediyor ve sorunlardan kendimizi sakınıyoruz.Halbuki sorunların sebebine katkımız olmuş hatta sorun bizken nasıl vicdanlarımızı susturup arkamızı dönebiliyoruz. 

Neyse nereden nereye geldim. Dönüşümle beraber sadece dikkatli davranmanız ve duygular hakkında yazacaktım halbuki.Kısaca geri döndüm.Yazmak bana oldukça iyi geliyor.Neler düşünüyorsunuz lütfen benimle paylaşın. Sizlerin düşüncelerine değer veriyorum.

Sağlıcakla.Selametle...

devamını oku
PAYLAŞ:

20 May 2016

UMURSAMAZLIK

Yaklaşık 1 saat  önce başlamış sınavıma bilerek,isteyerek,tamamen kendi kararımla gitmedim.11'de olanına da evimin kampüse uzak olduğundan yetişemediğim bahanesini öne sürmeyi düşünüyorum.Bu umursamazlık hali bana son yazımdan sonra geldi.Verdiğim upuzun arada başıma neler geldi neler.Otur karşıma da anlatayım.Dilersen birde kahve yap.ancak katlanırsın.

Bir yazımda bahsetmiştim bazen sırlar çok ağır geliyor diye.İşte ben o sırları taşıyamadım.Hiç beklemediğim bir anda ve şekilde ortaya saçılı verdiler.Bir sürü olay oldu. iftiraya bile uğradım yıldım,kırıldım,yandım.Omuzlarımdan azad ettim saçlarımı.Ama herkes hiçbir şey olmamış gibi davranıyor.Aslında şu paragrafa tüm olayı yazıp sildim.Silmek zorundayım halbuki ne kadar isterdim hepsini anlatmayı.

Düşünüyorum bu hayatta koskocaman bir sıfırım.Tam anlamıyla bir sıfır.Ailem yok en azından benim için yok.Güzel değilim hatta çirkin sayılırım,şişmanım,aptalım ve bir üniversiteyi bile bitirmeyi beceremiyorum.Hayattaki her şeyden vazgeçiyorum derken çokta vazgeçmişim meğerse..Annemin beni doğurduğu yaştayım ve başarabildiğim hiç bir şey yok.Cümlelerimin ergen hezeyanlarına benzediğinin farkındayım.Zaten bir ergenden uzak bir noktada değilim.

İşte karşınızda defalarca dibe saplanmış, insan sıfatından başka tüm sıfatlardan muaf ben duruyorum.Yine mi? dediğinizi duyar gibiyim.Yine! Yine,yeniden,hep.Artık boş verdim. Hiçbir şey umurumda değil. Öleceğim günü bekliyor adeta şafak sayıyorum.Şu 1 ay içinde kaç defa balkon demirlerinden sarkıp kaç arabanın bir adım ötesinde durdum bilmiyorum.Cesaret edemedim.Anladım ki aynı zamanda bir korkakmışım. Siz hayatı başarabilmiş insanları alkışlıyorum efendim.Ne kadar büyüksünüz ve ulaşamayacağım kadar yukarıda...

Umarım hiçbir zaman böyle yaşamazsınız.




devamını oku
PAYLAŞ:

22 Nis 2016

HER ZAMAN BİR UMUT VARDIR

Mezun olamayacak olabilirim,sevilmeyebilirim,her an  kavga ediyor olabilirim,bu ayın sonunu getiremeyeceğim halde birde kardeşime para verecek olabilirim ve yapılan iyiliklerin hepsi başıma kalkılıyor olabilir. Ama düşündüm de eee yani? Ne olabilir ki? Bir gün düzelebilir her şey ama düzelmeyebilir de ve ben sürekli düzelmeyecek diye kafaya takıp hayattan nefret etmem neye yarar ki? Değil mi?
Şuan umudum var.Ama yarın kaybedebilirim.Bende gencim basit saçma hezeyanlarım olabilir.Ama olgunluktan ölebilirim de.Hayat bu her şey doğru ve her şey yanlış gidecek diye bir şey yok. 

Evet biliyorum bunları bana hep söylediniz ama işte ancak dank etti :)
Sevgilerle...

devamını oku
PAYLAŞ:

14 Nis 2016

SON ZAMANLARDA #KISAKISA

Hastayım. Her tarafım dökülüyor sanki. Yürümeye mecalim bile yok. Bu halde vizelere gidip geliyorum. Üstüne bir türlü uyumayı beceremiyorum. Zaten kaçta yatarsam yatayım en geç 7'de uyanıyorum. Biyolojik saatimin gıcıklığına bakar mısınız? Hiçte nazımı çeken yok. Benim şefkatim gelmiş sanırım 

**********
Okul berbat gidiyor. Çalışasım yok zaten çalışsam da geçemiyorum. Sanırım okulu uzatacağım. Bir yandan utanırken diğer yandan ben hiç yanlış yapmayan uğraşmaya gerek olmayan evlattım. Bu kadarına müsamaha göstersinler artık.   

**********
Eteğinizdeki taşları dökmenin insanı nasıl rahatlattığını biliyor musunuz?  Babamla tartıştık. Ben tüm içimde kalanları olmasada bir kısmını ellerim ve sesim titreye titreye söyledim. Geri kalanı da yavaş yavaş söyleyeceğim. Artık korkmuyorum en fazla daha önce yapmadığı neyi yapabilir ki? 

**********
Bu aralar blogumun ismini değiştirmek düşünüyorum sonra vazgeçiyorum. Kendi adımı kullanmak garip bir rahatsızlık veriyor bana. Gerçi paranoyakça bir düşünce ne olabilir ki sonuçta. Bu kadar detaylı düşünmek yoruyor insanı. Beni şahsen tanıyan hiç bir insanın blog okuyacağını sanmıyorum. En iyisi böyle kalsın 

**********
Bazılarınız hayal kurmaktan korktuğumu biliyor. Gerçekleşmeyeceğini düşünüyordum çünkü. Ama bu günlerde akşam yatağımda sabah kalktığımda bazı hayaller kuruyorum. Nihayet :) Bavulumu topluyorum hayallerimde. Gidiyorum bu şehirden. Hep istediğim gibi yalnız yaşıyorum. Nihayet yapmak istediğim mesleğide bulmuş oluyorum. Zaman zaman aşçılık oluyor bu :) sonra yaşımı düşünüp vazgeçiyorum. Bir başka hayalimde kızım eşlik ediyor bana. Henüz olmayan kızım :) Belki erken belki saçma ama Zeynep'i istiyorum. 

**********
Cenazemiz var. Babaannemin amcaoğlu vefat etti. Ailece dayı derdik ona. Bir kaç önce 6 aylık ömür biçmişlerdi. Beynindeki tümör hızla büyüyordu çünkü. Tedaviye başladılar ancak 6 ay sürmedi bile. En büyük teselli fazla sürünmeden kurtulması. O kadarcık ayda bile yataktan kalkamıyordu. Allah rahmet eylesin ve bu durumdaki bütün hastalara şifa versin inşallah. 

*********
Son bir şey; Yazılarım sizi sıkıyorsa yada  daha farklı bir içerik istiyorsanız lütfen belirtin. Hayırla iyilikle sevgiyle kalın...

devamını oku
PAYLAŞ:

7 Nis 2016

HAYIRLI KANDİLLER


Size bir şey itiraf edeceğim. İnsanlar genelde böyle şeyleri  tamamen kimlikleri açıkta olduğu zaman ve herkese bir açık alanda konuşmazlar. Ama ben böyleyim işte ne gelirse dilime söyler anlatır sonra pişman olurum. O ketum ve özendiğim insanlardan olamadım hiç bir zaman.. Başkalarının sırlarını ısrarla saklamama rağmen ben şeffaftım... İtirafıma gelirsek aslında anlayacağınızı pek düşünmüyorum yine de yazacağım.

Sanırım küçüklüğümden başlayarak anlatırsam her şey daha anlamlı gelecektir size. Ben küçükken insanlar sürekli çocukların masum olduğunu ve dualarının kabul olacağını söylerdi.Allah çocukları çok severmiş.. Allahın sevdiğini kulları da severmiş..

Birgün servisteki bir kız  rüyasında hz.peygamberi gördüğünü söyledi. Sonra diğerlerinden bir kaç kişi daha benzer rüyalarını anlattılar. Hatta bazı şanslı çocuklar iki kez görmüştü. İçlerinden bir başkası bir duası olduğunu okuyunca mutlaka görüldüğünü söyleyince kızdan o duayı istedim. Bana görmediysem hak etmediğimi söyledi. Belki de o kadar iyi sayılmadığımı.. Duayı alamadım

Sonra tanıdığım herkese sordum
-onu gördün mü?
-hz. Muhammedi
Hepsi salavat çekip cevapladılar. Aralarında iyi olduğuna emin olduklarım görmüştü onu. Annem mesela hemde iki kez.  Kızın vermediği o duayı buldum evimize yeni gelen bilgisayardan o gece okudum göremedim, ertesi gece bu kez abdest alıp okudum göremedim. Sonraki gecelerde de...

Gittikçe masum, iyi biri olmadığımı düşünmeye ve Allahını sevmediği tek çocuk olduğuma inandım. Ama ben onu çok seviyorum  ne yaptım  ki neden dualarımı kabul etmiyor bana iyi bir hayat ve daha çok kitap vermiyordu ki.. O rüyaya taktım.  Görseydim geçecekti bu düşünceler.  Yaşıtlarım sürekli manevi şeylerle sarılıyken ben manevi hiç bir şey yaşamamış olmanın verdiği eziklik ile yaşıyordum. Üstelik hayallerim de gerçekleşmiyordu. Onları kurmaktan çekiniyordum.. çekiniyorum...

4 yıl önce minik etekten başörtüye kesin bir geçiş yaptım. Makyajsız boş hisseden ben hiç bir şey sürmüyorum artık yüzüme. Herkes bu değişimin bir rüya veya etkilenme ile olduğunu düşünüyordu. Ama hiç öyle değildi ne kadar istesem de. Sadece kendimde yanlış noktaları düzeltmeye çalışıyor, Allahın beni de sevmesini istiyordum. Ama olmadı bir türlü olmadı işte.. Yıllar önce yaşadığım olay tekrar etmiş bu kez arkadaşlarım namaza kalmadığında onu uyandıran bir güçten bahsediyordu. O gücü bir tek benim hissetmemiş olmam sinirlerimi bozuyor,bir özenti haline neden oluyordu. Sonra bir kayıtsızlık hali oluştu. Elimden gelen hiçbir şey yoktu ki. Kimse sevmeyince nefret ettim bende kendimden.. 

Nereden bu konuya geldin derseniz. Kandiller Allahın kullarına en yakın olduğu zaman.. Ben dua etmeye çekiniyorum. Yukarıda yazdıklarımdan korkuyorum nasılsa olmayacak diye.. Diyeceğim o ki siz bana da dua eder misiniz?  Çok saçma sapan biliyorum ama beni de sevsin istiyorum. Psikolojik bir şey olduğunun farkındayım ama bir kez olsun birinin beni sevdiğine inanırsam Allah sevdi de kuluna sirayet etti deyip kurtulacağım bu takıntıdan..

Bende böyle garip bir insanım işte. Başınızı şişirdiğim için hakkınızı helal edin lütfen. Hayırlı kandiller ve geceler...

Not : Yanlış anlaşılmasın İslamiyetin bildirdiği her şeye inanıyor ve kuşku duymuyorum. Sadece bu konuda takıntılıyım. 

devamını oku
PAYLAŞ:

18 Mar 2016

Çanakkale Zaferi


Milletçe çanakkaledeki birliği,beraberliği ,bilinci,vatan sevgisini yeniden kazanmamız umuduyla.
Bu topraklar çok değerli kürt,türk,laz,çerkes her kim olursak olalım hepimiz türkiyeliyiz ve bizim başka vatanımız yok.Bu yüzden vatanımıza el birliğiyle sahip çıkmalıyız...

doğusundan batısına,Kadınından erkeğine,ağaçlarından hayvanlarına kadar her bir parçası çok değerli olan bu ülkeyi bölmelerine izin vermeyelim.

devamını oku
PAYLAŞ:

15 Mar 2016

BİR SENE DAHA...

Merhabalar, 
Bugün benim doğum günüm. İnşallah bir sonraki yaşıma kadar ülkemiz birlik beraberlik ve huzur içinde olur. İnşallah  artık daha fazla acı görmeyiz ve buna alışıp sessiz kalmayız... 
Ve ömrüm yeterse inşallah bir sonraki doğum günümde de burada yazıyor olurum.. 

Benim doğum günüm için dileklerim bunlar inşallah hepsi olur.
Sevgilerle... 



devamını oku
PAYLAŞ:

14 Mar 2016

11 Mar 2016

GİMDES || Fast Food Yemeden Önce Bilmeniz Gerekenler

Merhaba Arkadaşlar.Bir süredir gönüllüsü olduğum elimden geldiğince dikkat etmeye çalıştığım Gimdes'ten bahsedeceğim.Henüz öğreneceklerim bitmedi ancak öğrendikçe sizlerle paylaşacağım.Sizleri seviyorum ve sevdiğim insanların da temiz,güvenli ve helal beslenmelerini istiyorum.Kendim kadar sizi düşünmeliyim. Ayrıca Gimdes'le ilgili yazıların başında Gimdes ibaresini kullanacağım :)

Öncellikle Gimdes nedir? Ne yapar? Bu soruların cevabını verelim.

Gimdes’in açılımı, Gıda ve İhtiyaç Maddelerini Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği. Gimdes’in amacı , Türkiye’de bilinçli bir müslüman tüketici ve üretici kitlesi oluşturmak. Bu yolla üretimin kontrol altına alınabilir bir noktaya getirilmesini sağlamak.Bünyesinde farklı alanlardan insanlar istihdam edilmiş durumda. Bunların içerisinde teknik elemanlar ve fıkıh konularını bilen hocalar var. Fıkıh eğitimi almış insanlar, günlük yaşantımızın teknik tarafını bilmiyorlar. Teknik tarafını öğrenmiş insanlar da fıkıh konusunu bilmiyor. Ancak bunları bir araya getirerek çözüm bulunuyor.Böylece bir gıdanın uygunluğu hem dinen hem tıbben test ediliyor.Gıda güvenliğini tam anlamıyla sağlamak için standartları var ve bu standartlara uymayan firmalara sertifika verilmiyor.

Acıktınız mı? Sevdiğiniz fast food restoranına gidip her zamanki içi kimyasal ve reçeteli ilaç dolu yemekleri sipariş etmeden önce bu makalenin geri kalanını okumak isteyebilirsiniz.

devamını oku
PAYLAŞ:

8 Mar 2016

DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN

Kadın cinayetlerinin,kadına şiddetin var olduğu bir yıl daha olmaması umuduyla...


devamını oku
PAYLAŞ:

15 Şub 2016

NASIL SOYULUYORUZ? || PLANLI ESKİTME

Planlı eskitme, üretim sektörünün stratejik olarak endüstriyel tasarımda bir ürünün belli bir süre sonra eskiyerek veya işlevsiz hale gelerek sınırlı bir kullanım ömrüne sahip olmasını tasarlamak ya da planlamaktır. Tüketici kendini, ürünün kullanımını sürekli kılmak için ürünün yedek parçasını aynı üreticiden temin etmek veya yeni bir modelini almak ya da rakip üreticiden temin etmek zorunda hisseder. 
Amerikalı Ekonomist Bernard London, Büyük Buhran sonrasında 1932'de ekonominin sürdürülebilir olması için, her ürünün ömrünün kanunen belirlenmesini gerektiğini öneren bir makale yayınlar.Böylece insanlar sürekli satın almaya teşvik edilecek, “yetersiz talep” sorunu olmayacaktı. Ekonominin çarklarının dönmesi talebin artması ile birlikte sağlanınca istihdam sorunu da ortadan kalkacaktı.

Özellikle teknoloji geliştiren firmaların bu yöntemi kullandığını söyleyebilirim.Örneğin atıyorum "elma" adlı marka her yıl yeni özellikler eklediği yüksek teknoloji ürünlerini piyasaya sürüyor.Her yeni çıkan modelle birlikte bir önceki model kullanıcılara işlevsiz,yetersiz ve demode gelmeye başlıyor.Bunun nedeni ise firmanın verdiği güncelleştirmelerle bir önceki telefonu oldukça yavaş şekilde çöp haline getirmesi.Ayrıca kapitalist dünya düzenin bize dayattığı bir kavram olan demodeleşme de bu stratejik planın bir parçası olduğunu söyleyebilirim.Bir başka örnek olarak "samsun" markasının ürünlerinin garanti süresi bittiğinde bozulmaya başlamasını verebiliriz.Zaten o süreye kadar şarj cihazı,kulaklık gibi yan ürünler bozulmuş oluyor.

Planlı eskitme, 2 şekilde gerçekleşir;


a) Kasıtlı: Verimliliğin planlı olarak önlenmesi yoluyla ürünün kullanılmaz hale getirilmesi.

b) Dolaylı: Üretimde maliyetten kaçınmak ve müşterilerin sürekliliğini sağlamak için çoğunlukla kalitesiz malzeme/ucuz tasarım yoluyla kâr amaçlı kestirmelere gidilir. Bu doğrudan adi mal olarak nitelendirilebilir.

Planlı Eskitme Türleri;

Sistematik eskitme: Periyodik olarak ürünlerin daha üst versiyonlarının üretilmesi ve yeni ürünün eskisine olan üstünlüklerinin vurgulanması ile yapılır. Yazılım piyasasında sık görülmektedir.Her sürüm özellikle vurgulanır.

Stil eskitmesi: Ürün tasarımının sürekli olarak yenilenmesi ile uygulanır. Araba markaları her yıl kasa değiştirmesi,her yıl moda olan rengin değişiminin vurgulanması gibi..

Bildirimle Eskitme: Bu yöntem nadiren kullanılmakla beraber firmaların ürünlerine genelde dijital yöntemlerle ekledikleri ve belirli bir kullanım sonunda uyarı vererek ürünün değiştirilmesi gerektiğini söyleyen sistemler ile yapılmaktadır. Her ne kadar ürün kullanım ömrünü tamamlamadıysa da tüketici yaşadığı panik ile satın almaya yönelmektedir.

Tüketerek Eskitme: Tüketerek eskitme: Bu tip eskitme, ürünün çalışması için ekstra bir başka ürüne ihtiyaç duyduğu durumlarda gerçekleşir. Örnek olarak bilgisayar yazıcılarının toner ve kartuşları verilebilir.

Ayrıca aşağıya bırakacağım blogger/vlogger  olan Sezer İltekin'in videosunu ve ayrıyeten planlı eskitme belgeselini izlemenizi öneriyorum.




devamını oku
PAYLAŞ:

5 Şub 2016

En İyi 20 Türk Filmi

♫ Yansımalar - Bab-ı Esrar

Onedio okumayı çok seviyorum.Zaman zaman kültür galerileri yapmaları bundaki en büyük etken geçenler de bu listeyi görünce sizlerle paylaşmak istedim.Çoğunu izlemişim izlemediklerimi ise izleyeceklerim listesine yazıldı bile :) Orijinal içeriğe ulaşmak için buradan buyurun.
.
.
.
Bu yıl 10’uncu yaşını kutlayan edebiyat dergisi Notos her yıl farklı kategorilerde belirlediği ‘Büyük Soruşturma’ kapsamında bu yıl ‘Yüzyılın En İyi 40 Türk Filmi’ni belirledi. Sinema ve edebiyat dünyasından 383 kişinin oylarıyla belirlenen listenin ilk 20 filmi karşınızda.


20. Kader (2006)



19. Gelin (1973)


devamını oku
PAYLAŞ:

2 Şub 2016

BİR YUDUM KİTAP

♫ Düş sokağı sakinleri-Gecenin rengi 



Neden okumak diye sorup dururlar. "Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım ve kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim." der Cemil Meriç. Bu sabah güneş, bir güzel liman için doğsun sevgili okur. Var olun.

Her sabah tam 08:00'de buna benzer cümleler ile başlayan kitaplardan pasajlar sunan bir mail alıyorum. Sadece ben değil biryudumkitap.com'a abone olan binlerce insan alıyor :) 

Ben henüz yeni üye oldum. Ve pasajlar acayip hoşuma gidiyor şimdiden kitap listeme iki yeni kitap ekledim bile. Böylece kitabın nasıl olduğu ne hissettirdiği aşağı yukarı belli oluyor. Kitap sever arkadaşlarımın da seveceğini düşünüyorum. Kısacası efenim tavsiye ediyorum 
.

Not: sağ üst köşede yazanı merak ettiyseniz dinlediğim ve hoşuma giden müzikleri yazacağım. Belki sizde seversiniz veya Aslıhan sen asıl şunu dinle diyerek bir sonra ki yayın için öneride bulunursunuz :) 

Not: Bir başka şey ise ben yayın başlarında konuyu toparlayamayacağım için sormuyorum ama nasılsınız? Neler yapıyorsunuz?  Sohbet etmeyi gerçekten çok seviyorum umarım bunu yakalarız :) 

devamını oku
PAYLAŞ:

1 Şub 2016

BLOGGER İZLEYİCİLERİMİZE NE OLUYOR?

Sevgili Emekliyim.com bu sorunun cevabını bulmuş kendisinin izni ile bende paylaşıyorum.


Google Friend Connect İzleyiciler Gadget eklentisi 11 Ocak 2016 tarihinde yeni arayüz ile günceleniyor. İzleyici sayınızda eksilme mi var? Okuyucularınızın sizi terk ettiğini mi düşünüyorsunuz? Google Friend Connect Gadget eklentisinde okuyucu kitle sayısındaki düşüş ve eksilmelerin nedenini aşağıda okumaya devam edin.


2011 yılında emekliliği düşünülen, Google Friend Connect Blogger profilini kullanıyordu. Gelişen teknoloji ile birlikte alınan son kararlar ve kullanıcıların geri bildirimleri sonrasında devamlılığı sağlandı. Google Plus İzleyiciler eklentisinin geliştirilmesi sonucunda Google Friend Connect üçüncü parti eklenti durumuna düştü. Blogger kumanda paneli yerleşim sekmesinde Gadget ekleme seçeneğini açarsanız 29 adet gadget arasında göremezsiniz. Bunun nedeni, üçüncü parti eklentiler arasında yer almasından kaynaklanmaktadır.
İnceleyin : Yerleşim → Gadget ekle → Diğer → İzleyiciler Gadgeti


Google Friend Connect Okuyucu sayısında neden azalmalar oldu:

Google Plus Sosyal paylaşım platformunun devreye girmesi ile birlikte Google Gmail hesabı da ön planı çıktı. Eskiden Blogger hesabı kullanılıyordu. Blogger hesap seçeneği yerini şimdi Google Gmail hesabı olarak yer değiştirildi. Bu değişim sonucu 11 ocak 2016 tarihinden itibaren Google Friend Connect izleyici gadgetini kullanarak blogları takip etmek isteyenler artık bir Google hesabını kullanmak zorunda. 


Çalışmaların yapıldı bu günlerde okuyucu kitlenizdeki düşüşün nedeni de yapılan bu çalışmadır. Okuyucu kitlenizi bu konuda bilgilendirerek Google hesabı kullanmalarını şimdiden teşvik edip, bilgilendirici iletiler gönderebilirsiniz.


11 Ocak 2016 tarihinin haftasında, Twitter, Yahoo, Orkut veya diğer OpenId sağlayıcıları ile blog takibi yapan okuyucuların oturumları sonlandırılıyor. 

Bunun sonucunda okuyucu takip sayınızda azalmalar oluşacaktır. Tüm bu iyileştirmeler sonucunda Google Friend Connect halen üçüncü taraf geliştiriciler arasında yer almaya devam edecek mi? İzleyip göreceğiz.

devamını oku
PAYLAŞ:

31 Oca 2016

PAZAR 6’LISI : BENİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATAN 6 KİTAP



Merhaba sevgili Şule Uzundere'de gördüm bu paylaşımı. Her pazar belli bir çerçevede 6 kitabı paylaşıyorsunuz anladığım kadarıyla.Pazar listelerine ise Esseve Rin'den öğrenebilirsiniz.Gelelim beni hayal kırıklığına uğratan altılıya;

ROBİN SHARMA - FERRASİ'Nİ SATAN BİLGE

Ben lisedeyken çok popülerdi bir anda herkes okudu,herkes anlatmaya başladı.Açıkçası çok büyük beklentilerle başladım ama hiç beklediğim gibi çıkmadı.Zaten kişisel gelişim kitaplarını pek sevmem ve gereksiz abartıldıklarını düşünürüm.Hediye bir kitap olduğu için hatırası var ve hep kütüphanemde duracak :)

ENDER HALUK DERİNCE - MANOLYA KOKULU HİKAYELER


Bu kitap Şule ablanın hediyesiydi o yüzden özel bir kitap.Kapağı ve kokusu çok hoşuma gitmişti ancak içeriği için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.Daha önce mutlaka okumuş olabileceğiniz kısa kısa hikayelerden oluşuyor.Elinizde e -kitap olarak varsa almanızı önermem.

devamını oku
PAYLAŞ: